NAZİ TOPLAMA
KAMPLARI VE GAZ ODALARI
Adolf Hitler’in 1933 yılında Almanya Şansölyeliği’ne seçilmesinden
sonra Yahudilerin haklarını kısıtlayıcı uygulamalara başlanmıştı. Hitler,
birçok konuşmasında Alman bekası için Yahudilerin bir engel teşkil ettiğini belirtmiş
ve Yahudileri hedef göstermişti. Hitler’in hayali olan 3.Reich’ta yani Alman
dilini konuşan halklardan oluşan Büyük Alman İmparatorluğu’nda Yahudilere, saf
Alman Irkı’nı bozacak hiçbir etnik gruba ve bu hedefe ulaşmada engel teşkil
edecek bir etkene yer yoktu. Bu sebeple Yahudiler, Çingeneler, akıl hastaları
ve Nazi Rejimi muhalifleri sistemli bir şekilde etkisiz hale getirilmişti. Günümüzde
birçok insan, Nazilerin yalnızca Yahudileri katlettiği yanılgısındadır. Oysaki
Nazi katliamının kurbanları arasında Çingeneler ve Alman ırkın saflığına tehdit
olduğu düşünülen özürlü ya da akıl hastası olan Almanlar da vardı. Bu sistemli
yok edişte milyonlarca insan öldürülmüş, bu insanların çok büyük bir kısmı
toplama kamplarında, fırınlarda ve gaz odalarında imha edilmişti.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzI7zV3MQhoV7SEktRKKXWi_jSDE7YUTSZXxJOh8VLFPm3O8jriZGcWYOnSvH3SRmEhF6_GWT1GPi4hoEuY6pKkD98C1tsjBmaJF73BNsmVw8vCDW_-peZk4MK8CYfuH_RemjXW2n48RbF/s200/holocaust.jpg)
İlk toplama kampı 1933 yılında Münih yakınındaki Dachau kentinde inşa
edilmişti. Bu kamp ilk başta sırf siyasi tutukluları yani Nazi Hükümeti’ni
rahatsız eden sosyal demokratları, pasifistleri ve diğer Nazi aleyhtarı
entelektüelleri ortadan kaldırma amacıyla inşa edilmişti. Fakat daha sonra bu
kamplar, Nazilerin istemedikleri diğer grupların ve elbette ki Yahudilerin mezarı
olmuştu. Savaşın sonuna kadar 20 küsur ana kamp ve bunlara bağlı yüzlerce küçük
kamp kurulmuştu. Hitler ve yandaşları katliam fikirlerini savaşın sonu
belirsizleşmeye başlayınca uygulamaya sokmuştu. Buna “Son Çözüm” diyorlardı.
Hitler, Berlin’de 30 Ocak 1940 yılında yaptığı konuşmada toplama
kamplarını kendilerinin icat etmediğini ve bu yöntemi İngilizlerden aldıklarını
söylemişti. Hitler’in o konuşması şöyleydi;![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfhaPLj8W7RrcXV3UEvj_n5zOGX6lle-rnKVbsz2dRT3rfDaferzC-Tw9z1yhOMa5KPdSzDv7Hh8phbzeURxAoTjqyfxTkN027Wh0HED3QY0tQ0wJezOZNUYONYIU1GMRR_PjhBhNzB-xt/s1600/b_226721.jpg)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfhaPLj8W7RrcXV3UEvj_n5zOGX6lle-rnKVbsz2dRT3rfDaferzC-Tw9z1yhOMa5KPdSzDv7Hh8phbzeURxAoTjqyfxTkN027Wh0HED3QY0tQ0wJezOZNUYONYIU1GMRR_PjhBhNzB-xt/s1600/b_226721.jpg)
“Bu savaşın faturası kadınlara ve çocuklara kesilmesin diye ağlıyorlar.
İngiltere ne zamandan beri kadınları ve çocukları düşünüyor? Hâlihazırda bize
karşı uygulanan bu bütün kuşatma savaşı bile kadınlara ve çocuklara karşı
uygulanan bir savaştan başka bir şey değil, aynen Boer Savaşı zamanındaki gibi.
Savaşta toplama kampları icat edilmişti. İngiliz aklı bu fikre hayat verdi. Biz
sadece bunu ansiklopedilerden okuduk ve çok önemli bir farkla kopyaladık.
İngiltere kadınları ve çocukları bu kamplara kapattı. O zaman 20 binden fazla
Boer Kadını acılar içinde öldü.”
Hitler’in toplama kamplarını kendilerinden önce İngilizlerin kullandığı
görüşü doğrudur. İngilizler 1899–1902 yılları arasında 500.000’lik bir kuvvetle
Güney Afrika’yı işgal edip, buradaki Boer kadınlarını ve çocuklarını toplama
kamplarına kapatmıştı. Bu kamplarda 27,927 Boer kadın ve çocuk ölmüştü.
Bunlardan 24.000’i 16 yaş altındaki çocuklardan oluşuyordu. Bunlara ek olarak
100.000 civarında tahmin edilen sivil siyah Afrikalı öldürülmüştü.
Toplama
kamplarına toplananların imhası için Heinrich Himmler ve Reinhard Heydrich görevlendirilmişti.
Himmler ve Reinhard, Hareket Birlikleri (Einsatzgruppen) adı verilen infaz
birlikleri kurmuştu. Bu birlikler SS (Schutzstaffel)
kuvvetlerinden, polislerden ve Wehrmacht (Nazi Savunma Gücü) askerlerinden oluşturulmuştu.
Nazilerin yıllar boyu beyin yıkaması sonucu ırkçılık Alman askeri arasında çok
yaygınlaşmıştı. Hareket Birlikleri kamptaki esirleri ormana götürüyor ve kendi mezarlarını
kazabilmeleri için onlara kürek veriyordu. Hareket Birlikleri esirleri kurşuna
dizerek öldürüyordu. Heinrich Himmler, bu uygulamanın çok yavaş olduğuna karar vermişti.
Böylece toplu mezarların kazılmasını emretmişti. Bu yöntem bile onlar için çok
zaman alıyordu. Bu sefer SS’ler Kiev yakınlarında “Babi Yar” olarak bilinen 150 metre uzunluğunda,30
metre genişliğinde ve 15
metre derinliğinde bir hendek hazırlamışlardı. Buraya
getirilenler son ana kadar oraya neden getirildiklerini bilmiyorlardı. Esirler
çukurun önüne getirilerek makineli tüfeklerle taranmıştı. Hareket Birlikleri
tarafından 2 günde (29–30 Eylül 1941) 33.771 Yahudi bu hendekte idam edilmişti.
Katliamdan 29 kişi ölü taklidi yaparak sağ olarak kurtulmuştu. Bunlardan biri
olan Dina Pronicheva yaşadıklarını Babi Yar isimli bir kitapta anlattı. Daha
sonraki aylarda Babi Yar’da katliamlar devam etmişti. Kiev’deki Alman işgali
bitene kadar Babi Yar’da 100.000 kadar insanın katledildiği düşünülmektedir.
Babi Yar Nazi katliamlarının sadece biridir. Naziler tarafından birçok katliam
gerçekleşmişti. Fakat hiçbiri 29–30 Eylül tarihleri arasında Babi Yar’da
gerçekleşen katliam kadar yoğun olmamıştı.
Toplama
kamplarında çeşitli işkenceler ile ölenlerde olmuştu. Ölümlerin bir kısmı Nazi
doktorların akıl almaz deneyleri sonucu gerçekleşmişti. Kamplardakilerin tek
düşmanı Naziler değildi. Naziler tarafından kurşuna dizilmeden önce açlık ve
hastalıklarla birçok Yahudi ölmüştü. ABD ordusuna bağlı bir subayın
anlattıklarına göre, esirler açlıktan karıncaları yiyordu. Kamplardaki kötü
şartları daha iyi anlayabilmek için Belsen toplama kampında kadın hastalardan
sorumlu kadın sağlıkçının anlattıklarına kulak verelim:
“Kamplarda
neredeyse yatak ve battaniye yoktu. Tutukluların hepsi çıplak zeminde yatıyordu.
Bu sebeple çoğu hastalıktan öldü. Geri kalanların bir kısmı ise açlıktan öldü.
Kamptakilerin %75’i hastalıklardan muzdaripti. Günde ortalama 250 kadın
ölüyordu. Ölen erkek sayısı çok daha fazlaydı. Ana kamplarda yaşam çok zordu.
Oralarda binlerce insan açlıktan öldü. İngiliz ordusunun buraya gelmesinden 2
gün önce bir kızıl haç ekibi kampa yemek getirdi. Bundan iki ay önce kampa 250 kilogram çikolata
gönderilmişti. Ancak mahkumlara 10 kilogram dağıttılar. Geri kalan SS
komutanlarınca paylaşılmıştı.”
Kamplarda
yaşayanlar, oralardan sağ kurtulan çok az insan tarafından anlatılmıştır.
Kamplarda yaşanan akıl almaz vahşetlerden bir tanesi şöyledir: Kamp
içinde bulunan devasa bir ahşap binaya 200’den fazla kişi doldurulmuş. Ve bina
ateşe verilmiş. Kaçmak isteyenler ise otomatik silahlarla taranmış. Yine de
bazıları bu cehennemden kurtulmayı başarmış. Ancak son anda kamp çevresinde
elektrik verilmiş dikenli tellerde kömürleşerek can vermiş.
Himmler,
Hareket Birlikleri’nden birinin çalışmalarına katılmıştı. Bu toplu ölümlerin
askerler üzerindeki psikolojik etkileri dikkatini çekmişti. Bu yüzden
alternatif yöntemler aramaya başlamıştı. Bu arayışı içlerine gaz boruları
sarkıtılan odacıkların kurulması fikrini,1 sene sonrada gaz odalarını ortaya
çıkardı. Gaz odaları aslında 1789 Fransız Devrimi başında bulunan bir ölüm
yöntemiydi. Hatta Almanlardan önce bu yöntem 1920'lerin başında, ABD'de idam mahkumları
için kullanılmıştı.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-wzOD_NYKmqZarXeBAVuAXE5Ca3Z8aq5Z8dAJe6jlmV6d5QWQVBxMrBAVyAzTWy6a7XsUiyU7_FOnBSyWIVighIgmJISCjpgk1djvEc3w2c8fGqZ6559Qh1ny40OHDiw4pSgyex38bk4M/s200/781px-Bones_of_anti-Nazi_German_women_still_are_in_the_crematoriums_in_the_German_concentration_camp_at_Weimar,_Germany.jpg)
Nazi
işkenceleri, kurşunları ve gazları yanı sıra açlık ve hastalıklardan ölen
Yahudi sayısı 6 milyon civarındadır. Bunlara ek olarak on binlerce akıl ve
beden hastası, çingene ve Nazi muhalifi öldürülmüştür. Nazilerin kullandıkları
bazı ölüm yöntemleri onlardan öncede kullanılmış yöntemlerdi. Fakat bu
yöntemler daha önce bu kadar insanın canını almamıştı.
2.Dünya Savaşı’ndan sonra Nazi Partisi’nin
önde gelen 24 ismi Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi’nde “insanlık
suçu, savaş suçları, dünya barışına karşı işlenen suçlar ve savaşa sebep olmak”
suçlarından yargılandı.12 sanık (Goering, Ribbentrop, Keitel, Kaltenbrunner,
Rosenberg, Frank, Frick, Streicher, Sauckel, Jodl, SeyssInquart ve Bormann)
idama mahkum edildi.3 kişi (Hess,Walther Funk ve Raeder) 10–20 yıl arasında
hapis cezasına çaptırıldı. Üç sanık (Hjalmar Schacht, Franz von Papen, Hans
Fritzsche) beraat etti. Ölüm cezaları, iki istisna ile 16 Ekim 1946’da yerine
getirildi. Göring idam saatinden kısa süre önce intihar etti. Bormann ise hâlâ
bulunamamıştı. 1972
yılında Lehrter İstasyonu'nun
yapımı sırasında gömülmemiş iki adet ceset bulundu. Yapılan araştırmalarda iki
cesedinde siyanür içerek öldüğü saptandı. Yapılan DNA testlerinden sonra
cesetlerden birinin Hitler’in doktoru Ludwig Stumfegger’e
diğerinin de Martin Bormann’a ait olduğu tespit edildi. Diğer 10 sanık asıldı,
cesetleri yakıldı ve külleri Jizera Nehri’ne atıldı. Hapis cezasına çarptırılan
yedi önemli savaş suçlusu, Berlin’deki Spandau Hapishanesi’ne iade edildi. Ve
böylece Naziler tarafından öldürülen milyonlarca insanın intikamı sembolik
olarak alınmış oldu.
Tuna ÜZER
tunauzer@gmail.com
tunauzer@gmail.com